18 Haziran 2025

Mihail Sokolov'un yalancı tanıklığı

#tarih dergisinin 29. sayısında (Ekim 2016) yer alan "Devletlerarası satrancın en kullanışlı piyonları" başlıklı imzasız yazıda, Sovyet ressam Mihail Sokolov’un (1885–1947) yukarıdaki tablosuna yer verilmişti. Resmin altyazısında ise şöyle deniyordu:

Sürgünden döndü, devrimi başlattı – 10 yıllık İsviçre sürgününden dönen Lenin, Petrograd’ın Finlandiya tren istasyonunda halk tarafından coşkuyla karşılanıyor, 16 Nisan 1917 (s. 51).

Sokolov’un 1937 yılında, yani Lenin’in sürgünden dönüşünden yirmi yıl sonra yaptığı bu tabloya baktığımızda, 16 Nisan 1917’de Rusya’ya dönen ve coşkuyla karşılanan kişinin yalnızca Lenin olmadığını görüyoruz. Resimde, trenden inerken sağ eliyle şapkasını havaya kaldırarak kalabalığı selamlayan Lenin’in hemen arkasında Yosif Stalin de yer alıyor.

Sokolov'un resmi, #tarih dergisi tarafından herhangi bir uyarı notu olmadan görsel malzeme olarak kullanıldığından, dergiye güven duyan okurlarının büyük bir bölümünün Stalin’in Lenin’le birlikte aynı trenle Rusya’ya döndüğü izlenimine kapılmış olması kuvvetle muhtemel. Bu durum, Stalin’in talimatlarıyla yürütülen ve Ekim Devrimi ile Sovyetler Birliği tarihinin çarpıtılmasını amaçlayan; on yıllarca sürmüş, akıl almaz boyutlara ulaşmış sistematik tahrifat kampanyasının istemeden de olsa yeniden üretilmesine hizmet eden bir özensizlik maalesef. Ne yazık ki, aynı özensizliğe Trotskist olma iddiasındaki yerli ve yabancı yayınlarda da zaman zaman tanık oluyoruz.

Lenin, #tarih dergisindeki yazıda da belirtildiği üzere, diğer birçok siyasi sürgün gibi, 1917 Şubat Devrimi ve çarlık rejiminin devrilmesinin ardından –devrimden beş hafta sonra– 16 Nisan 1917’de (Jülyen takvimine göre 3 Nisan) Almanya üzerinden mühürlü bir trenle yaptığı yolculuk sonrası Petrograd Finlandiya İstasyonu'na ulaştı. Lenin’i karşılayanlar arasında bulunan Nikolay Suhanov, anılarında binlerce insanın, dünya sosyalist devriminin şafağının habercisi kızıl-sarı bayraklar ve pankartlarla donatılmış istasyonda toplandığını canlı bir dille aktarır. Ancak elbette Stalin’in Lenin’in hemen arkasında belirdiğinden söz etmez.

Sekiz gün süren bu yolculukta trende, mürettebat dışında, Bolşeviklerin yanı sıra diğer devrimci örgütlerden (kadın ve çocuklar dahil) toplam 32 sürgün bulunuyordu. Stalin ise bu kişiler arasında kesinlikle yer almıyordu. Ayrıca Stalin, Petrograd Sovyeti Yürütme Kurulu’na üye olmadığı gibi, Lenin’i istasyonda karşılamakla görevlendirilmiş kişiler arasında da bulunmuyordu. Bu görev, Stalin’in mensubu olmadığı Sovyet Prezidyumu’na (Başkanlık Divanı) verilmişti.

Özetle: Lenin, Finlandiya tren istasyonuna varıp eskiden çarlara mahsus özel yolcu salonuna geldiğinde Stalin orada değildi. Ne trendeki yolculardan biriydi ne de istasyondaki karşılayıcılar arasında yer alıyordu.

İktidarı işçi sınıfından gasp eden bürokratik kastın baş temsilcisi Stalin, propagandist, sanatçı ve yazarlardan oluşan bir orduyu, kendisini Ekim Devrimi’nin örgütlenmesinde belirleyici rol oynamış bir önder, Lenin’in en yakın çalışma arkadaşı ve doğal halefi, büyük bir hatip ve İç Savaş’ın yenilmez komutanı olarak göstermeleri için -ki Stalin bunların hiçbiri değildi- seferber etti. Sokolov’un bu tablosu da Sovyetler Birliği’ndeki Stalinist rejimin, tarihin canice tahrif edilmesine dayanan gerici propaganda kampanyasının ürünlerinden yalnızca biriydi. Üstelik bu kampanya, sadece eli kanlı bir diktatörün imajını cilalamakla kalmadı, aynı zamanda hem Sovyetler Birliği’nde hem de dünya genelinde karşıdevrimci bürokratik kastın temel ideolojik çimentosu işlevini gördü.

Sovyetler Birliği'nde Stalinist propaganda amaçlı çalışmaları ile öne çıkmış ve sonrasında birçokları gibi Stalinizmin kurbanı olmuş ressam Mihail Sokolov.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder