Mihri Belli ve Yunan İç Savaşı: Stalinizm, Enternasyonalizm ve Sosyal-Yurtseverlik
Türkiye’de
Stalinizmin en önde gelen isimlerinden biri olan Mihri Belli, anılarında Yunan
İç Savaşı’na (1946-1949) hangi koşullar altında ve nasıl bir psikoloji içinde
gönüllü olarak katıldığını şu şekilde anlatır:
O sıra birbiri ardından İkinci Dünya Savaşı’nın gerilla liderlerinin anılarını okuyordum. Versigora’ların, Novpak’ların… ne adamlardı onlar! Bu hava içinde Yunanistan’a gönüllü gitmeye karar verdim. İstemimi hem Bulgar hem Yunan arkadaşlara açtım. Tam o sırada Yunanlılar Trakya’daki Türk azınlık için dağda bir gazete çıkarmayı tasarlıyorlar, bunun için yeterli teorik formasyonda bir Türk arıyorlarmış. Benim başvurumla onların istemi çakıştı. Yunanistan dağlarının yolunu tutmam böyle oldu. (…) 1946-49 Yunan İç Savaşı’nda Demokratik Ordu saflarında savaşmış olan tek yabancı bendim. Bir Türk. Bu savaşta hiçbir zaman bir enternasyonal tugay olmadı. İngilizlerin askeri işgali ve ABD’nin denetim ve yönetimi altındaki Yunanistan’da yabancıların çok yönlü sınırsız yardımıyla ayakta duran kralcı faşist orduya karşı, Yunanistan yurtseverleri kendi halklarından güç alarak savaştılar. (İnsanlar Tanıdım: Mihri Belli’nin Anıları I, Doğan Kitap, İstanbul, 1990, s. 276-277).
Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerekir. O yıllarda Türkiyeli Stalinistler, bırakın Yunan İç Savaşı’nda yer almayı, bu savaşta komutanlığa yükselmeyi, yaralanmayı ve zorlu ameliyatlar geçirip tam olarak iyileşmeden savaş alanına geri dönmeyi; hemen yanı başlarında yaşanan bu savaşı izlemeyi bile akıllarından geçirmiyorlardı. Macera düşkünlüğü belirleyici bir rol oynamış olsa da tek başına bu savaşta yer almış olması bile Mihri Belli’yi Türkiye Stalinizmi içinde bir ölçüde kendine özgü bir kategori hâline getirmeye yeterlidir, hiç kuşkusuz.
Ancak Yunan İç
Savaşı’na katıldıktan on yıllar sonra, anılarını kaleme alırken Mihri Belli’nin
aklına şu soruları sormak gelmiyor:
Peki, ama Yunan
İç Savaşı’nda neden hiçbir zaman bir enternasyonal tugay olmadı? Ya da başta
Sovyetler Birliği olmak üzere sözde sosyalist ülkeler ve dünya üzerindeki diğer
tüm Stalinist parti ve örgütler gibi Türkiye Komünist Partisi (TKP) neden
Türkiye’nin sınır komşusu olan bir ülkede yaşanan iç savaşa hiç ilgi
göstermiyordu?
Bir Stalinist
olarak Belli, bu soruları soracak ve bunlara dürüstçe cevap vermeye çalışacak
olsa Stalinist olarak kalamazdı elbette.
Böyle bir sorgulamaya girişmek yerine, Belli emperyalist güçlerden destek alan kralcı faşist orduya karşı Yunanistan “yurtseverlerinin” yerli ve millî bir savaşa giriştiğini gururla belirtiyor. Son nefesine kadar Stalinizme bağlılığını sürdürmüş olan Belli, bunun aslında daha ideal, arzu edilir bir durum olduğu imasında bulunurken, tüm siyasi yaşamı boyunca yaptığı gibi anılarını yazarken de enternasyonalizme karşı sosyal-yurtseverliğin bayrağına sarılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder