06 Nisan 2025

Çeviri:

Trump’ın gümrük vergileri – bazı gerçekler ve sonuçlar (çeşitli kaynaklardan)

Michael Roberts

“GÜMRÜK VERGİLERİNİ ÖDEYİN!”
“İŞİMİZİ BAŞKA YERLERE KAYDIRACAĞIZ!”


1. Trump’ın gümrük vergilerini artırmasının toplam etkisi, ABD’nin ithal mallara uyguladığı ortalama gümrük tarifesi oranını %26’ya yükseltmek oldu. Bu, son 130 yılın en yüksek düzeyini temsil ediyor.
Grafik 1: ABD'nin Fiili Gümrük Vergisi Oranları (%, 2025 Güncel Tahmin)
Dikey Eksen: "Gümrük Vergisi Oranı (%)" - Yatay Eksen: "Yıllar"

2. ABD'ye ihracat yapan her ülke için gümrük vergilerinin belirlenmesinde kullanılan formülün, diğer ülkelerin ABD’nin yaptığı ihracata uyguladığı haksız vergiler, sübvansiyonlar veya tarife dışı engellerle bir ilgisi bulunmuyor. Bunun yerine, formül şu basit hesaplama şekline dayanıyor: ABD'nin bir ülkeyle olan ticaret açığı, o ülkeden yapılan ithalatın tutarına bölünüyor; çıkan sonuç ikiye bölünerek uygulanacak gümrük vergisi oranı elde ediliyor. Örneğin, ABD Vietnam’dan 137 milyar dolarlık ithalat yaparken, bu ülkeyle 123 milyar dolarlık bir ticaret açığı veriyor. Bu hesaba göre, Vietnam’ın ABD mallarına %90 oranında bir ithalat vergisine denk düşen ticaret engelleri uyguladığı varsayılıyor. ABD’nin kullandığı formül ise bu oranın yarısı kadar (%45) bir gümrük vergisi koyarak iki ülke arasındaki açığı yarıya indirmeyi amaçlıyor. Burada sorun şu: Vietnam ABD’den ithal edilen ürünlere %90’lık bir gümrük vergisi uygulamıyor. Dolayısıyla, ABD’ye ihracatında düşüşü önlemek amacıyla bu hayalî “gümrük vergisinde” indirime gitmesi de mümkün değil.

3. Bu adımlar, Küresel Güney ülkeleri genelinde ciddi etkiler yaratacaktır. En yüksek gümrük vergileri, Kamboçya ve Sri Lanka gibi Güney ve Güneydoğu Asya’daki düşük gelirli gelişmekte olan ülkeleri hedef alıyor.

4. Trump’ın gümrük vergileri yalnızca mal ithalatına uygulanıyor, hizmetleri ise kapsamıyor. ABD, Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle mal ticaretinde açık verdiği için bu ürünlere %20 oranında gümrük vergisi getirdi. Ancak hizmetlere (ki bu, küresel ticaretin yaklaşık %20’sini oluşturmaktadır) yönelik herhangi bir önlem alınmadı. AB, ABD karşısında mal ticaretinde fazla verirken, hizmetler alanında (bankacılık, sigorta, profesyonel hizmetler, yazılım, dijital iletişim vb.) ciddi bir açık veriyor. Hizmetler de hesaba katılmış olsaydı, ABD’nin AB ile olan ticaret açığı neredeyse tamamen ortadan kalkacaktı.

5. ABD ile mal ticaretinde açık veren ülkeler de dahil olmak üzere, tüm ülkeler %10 oranında gümrük vergisine tabi tutuluyor. Bu durum, ABD ile hiç ticaret yapmayan ya da kalıcı nüfusu olmayan bölgeler (örneğin Diego Garcia, Antarktika) için bile geçerli. Örneğin, Birleşik Krallık’a uygulanan gümrük vergisi %10. Oysa Birleşik Krallık’ın ABD ile mal ticareti neredeyse dengede (58 milyar dolara karşılık 56 milyar dolar). Buna rağmen, Birleşik Krallık en büyük ticaret ortağı olan ABD’ye yaptığı mal ihracatında oluşacak kayıptan olumsuz etkilenecek. Trump’ın mallar için uyguladığı tarife formülü Birleşik Krallık için de uygulanmış olsaydı, bu ülkeden yapılan ithalata vergi konulmaması gerekirdi. Öte yandan, hizmet ticareti de hesaba katılsaydı, Birleşik Krallık’tan yapılan ithalata uygulanacak gümrük vergisi oranı %20’ye çıkacaktı! Morgan Stanley’e göre, bu yeni tarife rejimi Birleşik Krallık’ın büyümesini 0,6 puan düşürebilir (ki ülkenin büyüme oranı zaten neredeyse sıfır düzeyinde).

6. Gümrük vergileri fiyatları ciddi biçimde artıracaktır. Yerli üretimi fiziksel olarak mümkün olmayan temel gıda ve zorunlu tüketim mallarındaki maliyet artışının faturasını en çok ABD’li tüketiciler ödeyecek; bu durumdan da en fazla düşük gelirli hane halkları etkilenecektir. Amerikan sanayii, ara malı, makine ve ekipman gibi kritik girdilerin artan maliyetleriyle başa çıkmakta zorlanacak; yabancı rekabetin azalmasından sağlanabilecek marjinal faydalar ise bu etkilerin yanında önemsiz kalacaktır.

7. Bir diğer örnek: Çin'e uygulanacak %54'lük gümrük vergisi, ithalatın 507 milyar dolar azalmasına yol açabilir – ki Çin’in ABD’ye toplam ihracatı zaten yalnızca 510 milyar dolar civarındadır. Trump’ın Çin’e yönelik tarifeleri, ABD’nin toplam ithalatını yaklaşık %20 oranında azaltacaktır. Bu durum, pandemi dönemindekine benzer bir “arz şoku” yaratarak ABD ekonomisinde resesyona ve/veya enflasyona yol açacaktır.

8. Diğer ülkelerin misilleme yapması, ABD’nin ihracatında bir düşüşe yol açacaktır. 1930’larda Smoot-Hawley gümrük tarifelerinin yürürlüğe girmesinin ardından gelen misillemeler, ABD’nin ihracatının %33 oranında azalmasına ve uluslararası ticaretin “Kindleberger Sarmalı[*] adı verilen bir çöküş döngüsüne girmesine neden olmuştu. Bu sarmal şöyle işliyordu: Gümrük tarifeleri ticareti daraltıyor, misillemeler bu daralmayı daha da derinleştiriyordu; ardından yeni misillemeler geliyor, önce üretimde birincil etkiler, sonra ikincil etkiler ortaya çıkıyordu. Yeni gümrük vergileri ve karşı önlemlerle döngü devam ederken, küresel ticaret hacmi Ocak 1929’daki 3 milyar dolardan Mart 1933’te 1 milyar dolara kadar geriledi.

Grafik 2: Kindleberger Sarmalı

9. Gümrük vergilerine dayalı bir ticaret savaşı, ABD ekonomisini Smoot-Hawley dönemine kıyasla çok daha sert vuracaktır; çünkü ticaretin GSYİH içindeki payı, 1929’a göre üç kat artmış durumda. 2024’te bu oran GSYİH’nin %75’ine kadar çıkarken, 1929’da yalnızca yaklaşık %6 düzeyindeydi.

10. Bu gümrük vergileri kısa sürede kaldırılmazsa, ABD'nin reel GSYİH'si bu yıl 1,5-2 puan düşebilir, enflasyon ise %5'e yaklaşabilir (UBS’in tahmini).

11. Gümrük tarifelerinin dış ticaret büyümesini yavaşlatması, uluslararası sermaye akışlarında düşüşe yol açacak; bu da küresel ölçekte yatırımları ve ekonomik büyümeyi zayıflatacaktır.

[*] "Kindleberger Sarmalı", ekonomide ticaret savaşlarının küresel ticareti nasıl çöküşe sürüklediğini açıklayan bir teoridir. (k.ü.)

Kaynak:Trump’s tariffs – some facts and consequences (from various sources)”, Michael Roberts Blog – blogging from a Marxist economist

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder