Çeviri:
Trump’ın gümrük vergileri
– bazı gerçekler ve sonuçlar (çeşitli kaynaklardan)
Michael Roberts
“GÜMRÜK VERGİLERİNİ ÖDEYİN!” |
Grafik 1: ABD'nin Fiili Gümrük Vergisi Oranları (%, 2025 Güncel Tahmin) Dikey Eksen: "Gümrük Vergisi Oranı (%)" - Yatay Eksen: "Yıllar" |
2. ABD'ye ihracat
yapan her ülke için gümrük vergilerinin belirlenmesinde kullanılan formülün,
diğer ülkelerin ABD’nin yaptığı ihracata uyguladığı haksız vergiler,
sübvansiyonlar veya tarife dışı engellerle bir ilgisi bulunmuyor. Bunun yerine,
formül şu basit hesaplama şekline dayanıyor: ABD'nin bir ülkeyle olan ticaret
açığı, o ülkeden yapılan ithalatın tutarına bölünüyor; çıkan sonuç ikiye
bölünerek uygulanacak gümrük vergisi oranı elde ediliyor. Örneğin, ABD
Vietnam’dan 137 milyar dolarlık ithalat yaparken, bu ülkeyle 123 milyar
dolarlık bir ticaret açığı veriyor. Bu hesaba göre, Vietnam’ın ABD mallarına
%90 oranında bir ithalat vergisine denk düşen ticaret engelleri uyguladığı
varsayılıyor. ABD’nin kullandığı formül ise bu oranın yarısı kadar (%45) bir
gümrük vergisi koyarak iki ülke arasındaki açığı yarıya indirmeyi amaçlıyor.
Burada sorun şu: Vietnam ABD’den ithal edilen ürünlere %90’lık bir gümrük vergisi
uygulamıyor. Dolayısıyla, ABD’ye ihracatında düşüşü önlemek amacıyla bu hayalî
“gümrük vergisinde” indirime gitmesi de mümkün değil.
3. Bu adımlar,
Küresel Güney ülkeleri genelinde ciddi etkiler yaratacaktır. En yüksek gümrük vergileri,
Kamboçya ve Sri Lanka gibi Güney ve Güneydoğu Asya’daki düşük gelirli
gelişmekte olan ülkeleri hedef alıyor.
4. Trump’ın
gümrük vergileri yalnızca mal ithalatına uygulanıyor, hizmetleri ise
kapsamıyor. ABD, Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle mal ticaretinde açık verdiği
için bu ürünlere %20 oranında gümrük vergisi getirdi. Ancak hizmetlere (ki bu,
küresel ticaretin yaklaşık %20’sini oluşturmaktadır) yönelik herhangi bir önlem
alınmadı. AB, ABD karşısında mal ticaretinde fazla verirken, hizmetler alanında
(bankacılık, sigorta, profesyonel hizmetler, yazılım, dijital iletişim vb.)
ciddi bir açık veriyor. Hizmetler de hesaba katılmış olsaydı, ABD’nin AB ile
olan ticaret açığı neredeyse tamamen ortadan kalkacaktı.
5. ABD ile mal
ticaretinde açık veren ülkeler de dahil olmak üzere, tüm ülkeler %10 oranında
gümrük vergisine tabi tutuluyor. Bu durum, ABD ile hiç ticaret yapmayan ya da
kalıcı nüfusu olmayan bölgeler (örneğin Diego Garcia, Antarktika) için bile
geçerli. Örneğin, Birleşik Krallık’a uygulanan gümrük vergisi %10. Oysa
Birleşik Krallık’ın ABD ile mal ticareti neredeyse dengede (58 milyar dolara
karşılık 56 milyar dolar). Buna rağmen, Birleşik Krallık en büyük ticaret
ortağı olan ABD’ye yaptığı mal ihracatında oluşacak kayıptan olumsuz
etkilenecek. Trump’ın mallar için uyguladığı tarife formülü Birleşik Krallık
için de uygulanmış olsaydı, bu ülkeden yapılan ithalata vergi konulmaması
gerekirdi. Öte yandan, hizmet ticareti de hesaba katılsaydı, Birleşik
Krallık’tan yapılan ithalata uygulanacak gümrük vergisi oranı %20’ye çıkacaktı!
Morgan Stanley’e göre, bu yeni tarife rejimi Birleşik Krallık’ın büyümesini 0,6
puan düşürebilir (ki ülkenin büyüme oranı zaten neredeyse sıfır düzeyinde).
6. Gümrük
vergileri fiyatları ciddi biçimde artıracaktır. Yerli üretimi fiziksel olarak
mümkün olmayan temel gıda ve zorunlu tüketim mallarındaki maliyet artışının
faturasını en çok ABD’li tüketiciler ödeyecek; bu durumdan da en fazla düşük
gelirli hane halkları etkilenecektir. Amerikan sanayii, ara malı, makine ve
ekipman gibi kritik girdilerin artan maliyetleriyle başa çıkmakta zorlanacak;
yabancı rekabetin azalmasından sağlanabilecek marjinal faydalar ise bu
etkilerin yanında önemsiz kalacaktır.
7. Bir diğer
örnek: Çin'e uygulanacak %54'lük gümrük vergisi, ithalatın 507 milyar dolar
azalmasına yol açabilir – ki Çin’in ABD’ye toplam ihracatı zaten yalnızca 510
milyar dolar civarındadır. Trump’ın Çin’e yönelik tarifeleri, ABD’nin toplam
ithalatını yaklaşık %20 oranında azaltacaktır. Bu durum, pandemi dönemindekine
benzer bir “arz şoku” yaratarak ABD ekonomisinde resesyona ve/veya enflasyona
yol açacaktır.
8. Diğer
ülkelerin misilleme yapması, ABD’nin ihracatında bir düşüşe yol açacaktır.
1930’larda Smoot-Hawley gümrük tarifelerinin yürürlüğe girmesinin ardından
gelen misillemeler, ABD’nin ihracatının %33 oranında azalmasına ve uluslararası
ticaretin “Kindleberger Sarmalı” [*] adı verilen bir çöküş döngüsüne girmesine
neden olmuştu. Bu sarmal şöyle işliyordu: Gümrük tarifeleri ticareti
daraltıyor, misillemeler bu daralmayı daha da derinleştiriyordu; ardından yeni
misillemeler geliyor, önce üretimde birincil etkiler, sonra ikincil etkiler
ortaya çıkıyordu. Yeni gümrük vergileri ve karşı önlemlerle döngü devam
ederken, küresel ticaret hacmi Ocak 1929’daki 3 milyar dolardan Mart 1933’te 1
milyar dolara kadar geriledi.Grafik 2: Kindleberger Sarmalı
9. Gümrük vergilerine dayalı bir ticaret savaşı, ABD ekonomisini Smoot-Hawley dönemine kıyasla çok daha sert vuracaktır; çünkü ticaretin GSYİH içindeki payı, 1929’a göre üç kat artmış durumda. 2024’te bu oran GSYİH’nin %75’ine kadar çıkarken, 1929’da yalnızca yaklaşık %6 düzeyindeydi.
10. Bu gümrük
vergileri kısa sürede kaldırılmazsa, ABD'nin reel GSYİH'si bu yıl 1,5-2 puan
düşebilir, enflasyon ise %5'e yaklaşabilir (UBS’in tahmini).
11. Gümrük
tarifelerinin dış ticaret büyümesini yavaşlatması, uluslararası sermaye
akışlarında düşüşe yol açacak; bu da küresel ölçekte yatırımları ve ekonomik
büyümeyi zayıflatacaktır.
[*] "Kindleberger Sarmalı", ekonomide ticaret savaşlarının küresel ticareti nasıl çöküşe sürüklediğini açıklayan bir teoridir. (k.ü.)
Kaynak: “Trump’s tariffs – some facts and consequences (from various sources)”, Michael Roberts Blog – blogging from a Marxist economist
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder