01 Haziran 2025

Amerikan basınının tanıklığı

1917 Ekim Devrimi, dünya devrim tarihinin açılış salvosuydu; küresel düzeyde derin izler bırakırken, Amerikan basınında da canlı yankılar uyandırdı. Özellikle Amerikan sosyalist basını, devrimin etkilerini ve yarattığı dönüşümü, kendi özgün diliyle yüksek sesle dile getirdi. Burjuva medyasının genel suskunluğuna karşın, sosyalist çizgideki gazeteler bu bilgi ambargosunu kırmaya yönelik yoğun bir çaba gösterdiler.

12 Nisan 2017’de In Defence of Marxism web sitesi, 1917 ve 1918 yıllarında Amerikan basınında Rus Devrimi’ni ele alan makalelerden oluşan, The October Revolution in the American Press [Amerikan Basınında Ekim Devrimi] başlıklı bir kronolojik seçki yayımladı. Bu seçki, dönemin olaylarını, devrimin coşkusunu ve karşı-devrimci saldırıların ilk işaretlerini okura olduğu gibi aktarması bakımından önemli bir kaynak niteliğinde.

Söz konusu içerik, Ekim 1917’den başlayarak Kasım 1918’e kadar uzanan bir zaman diliminde, başta Amerikan sosyalist gazetesi The New York Call olmak üzere, dönemin muhalif yayın organlarında yer alan makaleleri bir araya getiriyor. Bu derlemede, devrimin Amerikan komünizmi üzerindeki yansımaları, ardından peyderpey yükselen anti-komünist propaganda ve “cadı avı” dönemine dek uzanan süreçlere dair zengin ipuçları bulunuyor. Özellikle, Eugene Debs ve John Reed gibi dönemin önemli figürlerinin kaleme aldığı yazılar, yalnızca ideolojik tartışmaları değil; aynı zamanda devrimin Amerikan basınındaki izdüşümlerini ve halk üzerindeki çarpıcı etkilerini de gözler önüne seriyor.

İngilizce bilen herkesi, In Defence of Marxism’in hazırladığı bu seçkiyi okumaya davet ediyoruz. Zira söz konusu metinler, dönemin ruhunu yakından kavramak isteyen okur için eşsiz bir kaynak oluşturuyor. Umarız bu seçki, çok uzun sürmeyecek bir vadede Türkçeye de kazandırılır.

Bizim burada üzerinde durmak istediğimiz tek nokta ise, Mayıs 2025’te başlatmış olduğumuz “Ekim Devrimi’nin gerçek önderleri kimdi” temalı yazı dizisi [*] kapsamında, Amerikan basınında devrimin iki büyük önderi olarak Lenin ile Trotskiy’in hangi sıklıkla anıldığıdır.

Amerikan basınından derlenerek oluşturulmuş bu seçkide, Lenin’in adı tam 44 kez, Trotskiy’in adı ise 13 kez geçiyor. İkilinin adı “Lenin ve Trotskiy” ya da “Trotskiy ve Lenin” şeklinde tam dokuz kez bir arada kullanılıyor. Bu durum, dönemin Amerikan sosyalist çevrelerinde de Lenin ve Trotskiy’in Rus Devrimi’nin ortak liderleri olarak kabul edildiklerini açıkça ortaya koyuyor.

Peki, Ekim 1917–Kasım 1918 döneminde yayımlanmış bu makalelerde Stalin’in adı hiç geçiyor mu? Hayır, geçmiyor. Bu makalelerde Stalin’den bir kez olsun söz edilmiyor. Bu sessizliğin tek istisnası, In Defence of Marxism’in seçkiye eklediği açıklayıcı notlardan birinde, George E. Rennan’ın Russia and the West: Under Lenin and Stalin başlıklı çalışmasına yapılan atıf. Ancak makalelerin orijinallerinde Stalin’e dair en küçük bir iz bile bulmak mümkün değil.

Amerikan basınının ve Eugene Debs, John Reed gibi devrimi yakından izleyen Amerikalı sosyalistlerin Ekim Devrimi’nin önderliğine ilişkin tanıklığı da işte böyle!

[*] Rosa Luxemburg’un tanıklığı, John Reed’in tanıklığı, Louise Byrant’ın tanıklığı, Yosif Stalin’in tanıklığı ve Molotov, Stalin’in tanıklığını teyit ediyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, Rosa Luxemburg’un tanıklığı başlıklı yazıyı kaleme aldığım sırada, aklımda böyle bir yazı dizisi hazırlama fikri yoktu. Her yazı sırayla bir sonrakinin esin kaynağı oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder