Rosa Luxemburg’un tanıklığı
Rosa Luxemburg (1871-1919), önce doğduğu Polonya’da, ardından vatandaşı olduğu Almanya’da sosyalist hareketin devrimci kanadının hem teorisyeni hem de önde gelen liderlerinden biriydi.
[*]Bu kısa yazıda onun Marksist teoriye ve sosyalist politikaya yaptığı çok önemli katkılara değinmeyeceğiz.
Buradaki amacımız, onun Ekim-Kasım 1918’de Rus Devrimi üzerine kaleme aldığı ve ölümünden sonra, 1922’de yayımlanan ünlü broşüründe bugüne dek pek gündeme gelmemiş bir noktayı öne çıkararak, Lenin’le birlikte Devrimin iki büyük önderinden biri olan Trotskiy’i, hâlâ yok saymaya çalışan Stalinist anlatıya karşı, Rosa Luxemburg’un otoritesinin ağırlığını tanıklığa çağırmaktan ibaret.
Bildiğim kadarıyla
Rus Devrimi başlıklı bu broşürün Türkçeye çevrilmesi çok ciddi bir gecikmeyle gerçekleşti. 1989 yılında BDS Yayınları tarafından yayımlanan çeviri, bu eserin Türkiye’deki ilk edisyonuydu.
[**] Daha sonra, Stalinist Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) kontrolündeki Yazılama Yayınevi tarafından broşürün yeni bir çevirisi yapıldı.
[***]Yazılama Yayınevi, broşürü okura tanıtırken şöyle diyor:
Rusya ile Almanya arasındaki ayrımları abarttığı oranda Ekim Devrimi'ni anlamakta zorluk çeken ama bir dizi başlıkta da bu devrimi en iyi anlayanlardan biri olan bu büyük düşünür ve eylemcinin ‘devrim notları’ mutlaka okunmalı...
Şimdi gelin, Luxemburg’un bu broşürde devrimin önderleri olarak kimleri gördüğüne biraz daha yakından bakalım.
Broşür boyunca Lenin’in adı 38 kez geçiyor.
Trotskiy’in adı ise 23 kez anılıyor.
Luxemburg, bu iki önderden söz ederken iki kez “Lenin-Trotskiy”, dokuz kez “Lenin ve Trotskiy” ve iki kez de “Trotskiy ve Lenin” ifadesini kullanıyor. Yani, bu iki ismi birlikte tam 13 kez anıyor!
Kısacası, Luxemburg’un tanıklığı, dünya devriminin açılış salvosu olan 1917 Rus Devrimi’nin iki büyük önderinin Lenin ve Trotskiy olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Peki, Rosa Luxemburg, broşürde Stalin’den hiç söz ediyor mu? Hayır, etmiyor. Tek bir kez bile!
Bu durum kesinlikle şaşırtıcı değil elbette; çünkü Stalin, 1917 Rus Devrimi’nde kayda değer bir rol oynamadı. Nitekim dönemin tanıklarından Suhanov, 1917’deki Stalin’i, Devrim Üzerine Notlar [****] adlı eserinde şöyle tanımlar:
Bir görünüp bir kaybolan ve arkasında hiç iz bırakmayan bir gölge.
Asıl şaşırtıcı olan, broşürün çevirisini yayımlama kararı alan TKP’nin Stalinist önderliğiyle, bu partinin veya benzeri Stalinist örgütlerin üye ve sempatizanlarının, savundukları çarpıtılmış tarih anlatısıyla Rosa Luxemburg’un açık tanıklığı arasındaki ölümcül çelişkiyi fark etmemeleri ve sorgulamamalarıdır.
[*] Rosa Luxemburg, 1882-1886 yılları arasında Proletarya Partisi'nde yer aldı. Ardından, 1893’te Polonya-Litvanya Sosyal Demokrasisi Partisi'nin (SDKPiL) kurucularından biri oldu. Almanya’ya taşındıktan sonra ise 1898 yılında Almanya Sosyal Demokrat Partisi’ne (SPD) katıldı.
[**] BDS Yayınları, broşürün ilk baskısını Nisan 1989’da yayımladı. Bendeki kopya ikinci baskıdan: Rosa Luxemburg, 1917 Ekim Devrimi, çev. Ferit Muzaffer, BDS Yayınları, 2. baskı, İstanbul, Kasım 1990.
[***] Kitaplığımdaki kopya: Rosa Luxemburg, Rus Devrimi, çev. Cangül Örnek, Yazılama Yayınevi, İstanbul, Nisan 2009.
[****] N. N. Sukhanov, 1917 Rus Devrimi (Devrim Üzerine Notlar), çev. Gün Zileli, Edebi Şeyler Yayınevi, İstanbul, 2020.